Romandan Bir Bölüm
İlk çığlığı, Hüseyin’in Belkıs’a tuzluğu uzatmasını söylediği esnada duydular. Birbirlerine baktılar soru sorarcasına. Sonra ikincisi… Yemek masasında put gibi kalakalmışlardı. Hüseyin için dayılmaz bir sıkıntının kaplamasını engelleyemedi. İşte tam o sırada işitti, ince duvarlardan geçerken azalan sesi, üçüncü defa: “Vurma!” Niye dövüyordu Nesrin’i, karısını? Sırrı’nın böyle davranmasına akıl sır erdiremiyordu.’
Devamı
Kitap hakkında yazılan bazı yazılar
Asuman Kafaoğlu Büke – Radikal Kitap
Devamı
Çağlayan ÇEVİK – Hürriyet Gazetesi
Devamı
Aysel Sağır – Remzi Kitap Gazetesi
Devamı
“Son bir ders daha aldım Lisa’dan: Aşk insana, sanılanın tam tersine, gerçeği öğretirmiş. Lisa’ya ‘kimsenin kimse için söylemediği şeyler söylemeye’ söz vermem bu nedenledir.” Haluk İnanıcı, romanı Dinle Lisa ile okuru dünyayla mücadelenin farklı biçimleriyle tanıştırırken; isyan, kabulleniş, öfke, çaresizlik, direnme, çözülme gibi tanımların birbirlerine geçmiş halkaları arasında dolaştırıyor.
Nesrin Aksu Bektaş Röportajı – Okuryazar TV
Devamı
– Dinle Lisa bir ailenin romanı mıdır?
– Romanım, Kastorialı mübadil bir ailenin hayatıyla başlıyor. Ancak romanı, bir ailenin romanı olarak tanımlamak ne derece yeterli olur, bilemiyorum.
– Romanınız siyasi roman izlemini de veriyor.
– Roman kahramanları, Türkiye’nin 12 Mart, 12 Eylül gibi önemli toplumsal alt üst oluşlarının yaşandığı dönemlerinden geçerken, haliyle siyasi tavır alıyor.
Tülin Kozikoğlu Röportajı – Sabah Gazetesi
Devamı
İnsan hayatı, geçmiş ve gelecek arasında yolculuktan ibarettir. Bu yolculuğa bilmediğimiz bir zaman ve mekândan dâhil oluruz. İdrak yeteneğine kavuştuğumuz andan itibaren kendi yolculuğumuz üzerine de düşünmeye başlarız. Hem yaşar hem düşünür hem eyleriz. Bu nedenle yaşadığını / yaşananı anlamak için düşünme ve yazma eylemi bir insanın en önemli niteliğidir. Tıpkı hayat maceramız gibi yazmak faaliyeti de bir yolculuktan ibarettir.
Vatan Kitap Gazetesi
Devamı
Aslında bu soruyu yazmayanlara “Neden yazmıyorsunuz?” diye yöneltmek daha doğru olur. İnsanın en önemliği niteliği düşünülürken “yazma faaliyeti” hep ihmal edilir. Oysa yazmak, hem düşünmeyi, hem de “hayatla sorunu olmayı” içerir. Bu yanıyla “praksis”le yakından ilgilidir. En dolayımsız, en özgür eylem biçimidir. Bu dünyaya ilişkin söylemek istediklerinizi söylersiniz. Bu arzunuza hiçbir engel ket vuramaz.
Ümit Altaş Söyleşisi – Birgün Gazetesi
Devamı
İncelemeler
Henüz yorum yapılmadı.