Önce bir itiraf: ‘Dinle
Lisa’nın ilk sayfalarında, gençken örgütsel mücadelenin içine girmiş bir
kahramanla karşılaşınca bir ürktüm. Çünkü, yine, darbe zamanı tutuklanıp bir
süre hapis yatmış ve insanlık dışı işkencelere maruz kaldıktan sonra, yeni
hayatına adapte olmakta zorlanan ‘küçük burjuva’ endişeleri içinde bir adamın
hezeyanlarını okuyacağımı düşündüm.. Derdim davasına inanmış ve bu uğurda
cezalandırılmış insanların hayatıyla değil. Onların yaşadıklarının adam akıllı
anlatılmamasıyla. Birkaç iyi örneğin dışında, genel olarak sadece
fraksiyonların ve isimlerin değiştiği, birbirinin kopyası kahramanlar,
anlatımlar, sıkıcı üsluplar. ‘Dinle Lisa’ ise sözünü ettiğim romanların çok iyi
bir örneği.
Şimdi övgü: Haluk İnanıcı, ‘Dinle Lisa’ya göz göre göre o riski alarak tamamen
dediğim gibi giriyor. Kahramanı, Hüseyin, tam dediğim gibi. Hatta cezaevinden
çıktıktan sonra, yakın çevresinin, dava arkadaşlarının, olağanüstü anlayışlı
ailesinin desteğiyle, bir reklam şirketinde çalışan bir adam bu. Ama o kadar!
İtiraf bölümünde özetlediğim endişenin hakikaten ‘iyi işlenmiş’ bir örneği ile
iyi bir yazarın bunu nasıl anlatabileceğini gösteriyor. Sonrası daha da mutlu
ediyor insanı. Gerçekten büyük çelişkiler de yaşıyor Hüseyin. Ama sadece onun
yalnız dünyasında değiliz asla. Haluk İnanıcı, birbirinden zengin, iyi işlenmiş
arka planı olan, kanlı canlı diğer kahramanları ve onların hikâyeleriyle
beraber aktarıyor bunları. Göz korkutan sıkıcı tempoyu hiç yaşatmadan bir
dantel gibi işliyor. Birden mübadele hikâyelerine geçiyoruz. Sonra kitapta ‘aşk
olsun diye değil’, hayatta aşk yaşandığı için müthiş bir aşk hikâyesi de
okuyoruz. Zaman zaman gözü yaşlı bir anlatıma çok yaklaşıyor dediğimiz anda,
yeniden kaldırıyor okurunu. Çünkü başarılı bir şekilde anlatıyor Haluk İnanıcı.
Bir banka soygunu esnasında, yakalanmak uğruna yaralı arkadaşını kurtaran,
davası kadar ‘insana’ samimiyetle inanmış bir roman kahramanı Hüseyin. Haliyle
başka birçok insanın da hikâyesine tanık oluyoruz, onun çevresinde var olan.
Yani sadece Hüseyin’i değil bir aileyi, bir kuşağı, bir dönemin ayrıksı
insanlarını, gündelik hayatta kolaylıkla karşımıza çıkacak herhangi birinin
hikâyesini de aktarıyor ‘Dinle Lisa’. Kadrosu ve konusu zengin bir kitap. Haluk
İnanıcı prizmatik bir örgüyle, boyutlandırarak anlatmış hikâyesini. Etkileyici
bir yalınlıkla üstesinden gelmiş. Mutlaka okuyun!