Parçalanmış Adalet
Türkiye, demokratik mücadelenin hukuka yansımasının net izlendiği ülkelerden biridir. Ülkemizin adeta bir hukuk laboratuvarı olmasında, Batı’nın 200 yılda olgunlaştırdığı modern toplum projesini bizim 87 yıllık cumhuriyet tarihimize sığdırmak zorunda kalmamızın yarattığı gerilimin de payı muhakkak vardır. 1923-1946 döneminde, ulus-devlet projesi inşa edilirken, eski düzene karşı tavır alan iktidarın “otoriter ceza hukuku anlayışı”na ihtiyaç duymasının sebebini anlamak çok zor değil. Üstelik, eski düzene karşı Batılı bir toplum projesi inşa edilirken, Osmanlı’nın son dönem sıkıyönetim mevzuatından aynen yararlanılmış ve bu uygulama neredeyse 1940 yılına kadar sürdürülmüştür. Hatta bu mevzuat da yeterli görülmemiş; rejim, İstiklal Mahkemeleri Kanunu ve diğer özel ceza kanunlarıyla tahkim edilmiştir.