Blog

erasmus-heykeli
Hümanistlerin Prensi
Rotterdamlı Erasmus Heykeli
Rotterdam*

Okumak,

Başkasının dünyasına sokulmak onun gözlerini ödünç almaktır.

Beynimize ışık getirecek yeni pencere açmaktır.

Okumak yazarın satır aralarında donmuş ölü düşüncelerine yeniden hayat vermek, onları canlandırmaktır.

Okumak sıkıldığımızda, tıkandığımızda, dünyamız karardığında, çaresiz kaldığımızda tıpkı müzik gibi, tıpkı şiir gibi ruhunuzu serinletmektir.

Okumak bilmediklerimizi, yanlış veya eksik olanlar dâhil tüm bildiklerimizi aydınlatmaktır.

Susuz ve yorgun günlerimizin ırmağı, gölgesi ve sığınağıdır okumak.

Seneca Heykeli
Cordoba

Seneca’nın ifadesiyle[i];

En seçkin akıllardan oluşan aileler vardır; bu ailelerden birini seçebilir, bunlardan birinin çocuğu olabiliriz; (..) bunlar bize ölümsüzlüğün kapısını açacak ve insanı kimsenin indiremeyeceği bir yüksekliğe çıkaracaktır.

Okuyarak Sokrates’le tartışabilir, Karneades ile birlikte kuşkulanabilir, Epikür ile erince kavuşabilir, Stoacılar ile insan doğasını aşabilir, Kinikler ile onun da ötesine geçebiliriz

Kalabalıktan uzaklaşıp daha huzurlu bir sığınağa çekilebiliriz,

İnsana özgü zayıflığın dar sınırlarını aklın genişliğiyle aşmak istiyorsak, içinde gezinebileceğimiz uzun ve farklı bir zaman dilimi yaratabiliriz,

Okumak yazarla hemhal olmak, onunla bütünleşmek; yazarın beynine girerek kılcal damarlarında dolaşmaktır.

Hakikatin her bir parçası bir yazarın dilinden akıyorsa; okuma zenginliğimiz arttıkça hakikatin bütününe yaklaşma imkanımız o ölçüde artacaktır.

Okuma Biçimleri

Okumanın da biçimleri vardır: Okuma, yakın okuma, derin okuma.

Yakın okuma biraz çaba ile hepimizin gerçekleştirebileceği bir okuma türüdür. Vakit ayırmamızı ister bizden, dikkat ister… Neyin, nasıl söylendiğiyle birlikte neyin söylenmediğini de okumaktır.

Yakın okuma ile insan, Delfi Tapınağı’nın girişinde yazan “Kendini bil!”i keşfedebilir; hakikatin göreceli doğruları arasında salınıp durmayı becerebilir.

Yakın okuma insana diğer insanlardan bir farkı bulunmadığını, onlarla, evren-hayat karşısında eşdeğer konumda yer aldığını gösterir. Yakın okuma sahip olduğumuzu veya olacaklarımızı herkesten daha fazla hak ettiğimiz yanılsamasından kurtarır bizi. Herkesten daha akıllı, zeki ve şanslı olduğumuz kuruntusundan da…

Yaşarken, çalışırken istemesek de etraftaki kirlenmeden nasibini alan ruhumuzu arındırmanın, tedavi etmenin de aracıdır okumak.

Okuma yelpazemiz genişledikçe, yolumuzu kaybettiğimizde pusulamızın doğru yön bulma olasılığı da artar.  

Okudukça açılır kapılar sonsuzluğa, okudukça açılır göz perdemiz, okudukça gelişir çapraz düşünme yeteneğimiz.  

Rönesans’ın öncüllerinden
İbn Rüşd Heykeli
 Cordoba*

Tercihli Okumak-Rastgele Okumak

Rastgele okumak da keyiflidir. Doğru bilgi pınarlarıyla ve estetik pırıltılarla karşılaşmamız da rastgele olur o zaman. Bu yöntemin de kendine özgü lezzeti vardır. Şansımız varsa rast geliriz. Bazen rast gelir de göremeyiz. Çok sonraları fark ederiz. Bu görememezlik de öğrenmeye dahildir.

Tercihli okumak ise insanın hakikatin taşlarından örülmüş bir kule inşa etmesine izin verir. Bir bir koyarız tuğlaları birbirinin üzerine. Ne kadar tuğla koyarsak o kadar yükseliriz. Yükseldikçe görme açımız, alanımız genişler.

Tercihli okumak için kılavuzlara ihtiyaç vardır. Ne kadar şanslıyız ki, ister bilim ister felsefe isterse edebiyat alanında olsun çok nitelikli kılavuzlara, kılavuz yazarlara, yazar/eleştirmen tartışmalarına sahibiz bugün. Bunlar girdiğimiz kitapçılarda, kütüphanelerde bize bakıp durmaktadırlar.

Kılavuzları fark etmek biraz şans işidir. Ya tesadüfen elimize alır bırakamayız ya da bir dost fısıldar kulağımıza. Ya da yakın okuma esnasında bir bir tanışırız onlarla.

Okumak, kendimize ve hayatımıza uzaktan bakma vasıtalarını da sunacağına göre; kendimizi ve geçirdiğimiz değişimi ancak böyle anlayabiliriz…

Hasılı, okumak, ruhumuzu incitmeyecek, incitme gücü de bulunmayan üç dostumuzdan ilkidir. Öyle bir dosttur ki, bir anda bakışımızı değiştirecek, zenginleştirecek, yaşamdan sorumluluk duygusuyla birlikte farklı tat almamızı sağlayacak özel bir dünyaya sokar bizi.     

Okumanın dışında, insanı incitme gücü olmayan diğer iki dost ise başka yazıların konusu: Yazmak ve aşk.


*Fotoğraflar ©Haluk İnanıcı arşivinden alınmıştır. Yazılı izin olmaksızın herhangi bir surette kopyalanamaz, kullanılamaz.

[i] Seneca, Yaşamın Kısalığı Üzerine, Çev. Cemal Bilge Özsar, Biblos Yayınları, 2018, s.46-49