ENDÜLÜS’E SEYAHAT
Endülüs, Müslüman Arap uygarlığı olarak bilinir. Bir dereceye kadar doğrudur bu bilgi. Fakat bu ön kabul Endülüs gezisinde görülenleri açıklamada yetersiz kalır. Bölgeyi dolaşan her gezgin farklı bir şeyle karşı karşıya olduğunu hissetse de bunun adını koymakta zorlanır. Ziyaret edilen saraylar Binbirgece Masalları’dan neredeyse dört asır sonra yapılsa da sanki onların yaşandığı mekȃn izlenimini uyandırır. Duvarlarda süs yerine kufi yazılarla yer verilen ayetler, at nalı kemerler İslam Uygarlığı içinde dolaşıldığını hatırlatır. Ama Sevilla Alkazar’ını gezerken gördüğünüz Elhamra tarzı mimari yapıya, Arapça yazılara, bazı yerlerde kral yerine halife yazmasına rağmen bu Sarayı Zalim unvanlı Kastilya Kralı 1.Pedro’nun 14. yüzyılda yaptırdığını öğrenmek insanı şaşırtır. Hamam kalıntıları gezilirken, bunların Hıristiyanlar tarafından da kullanıldığı görülünce kültürler arasında bir geçiş olduğu hissedilir. Ama biraz daha dikkatli bakılınca görülenin bir kültür etkileşiminin de ötesinde olduğu anlaşılır.
ENDÜLÜS KÜLTÜRÜ
Arapların İber yarımadasına ayak bastığı 711 yılından itibaren, Müslüman askerler Hıristiyan kadınlarla evlenmeye başlamışlardır. Oldukça fazla sayıda Hıristiyan dönemin uygarlığını temsil eden Müslümanlar gibi giyinmeye, davranmaya başlar, zamanla din değiştirmeler artar. Müslüman topluluğun yarısından fazlasını Müvelled adı verilen bu yerli halk teşkil eder. Onlar da kendi kültürlerini İslam kültürü içine sokar. Devlet kadrolarında artık yeni nesil de yer alır. Halifeliğin yıkıldığı 1031 yılına kadar yaklaşık 300 yıl içinde İber yarımadasında “melez” bir halk doğar. Endülüs uygarlığını bu melez halka ait görmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu nedenle Endülüs’ü dini nedenlerle ziyaret edip, Endülüs’ün kaybını sırf
Endülüs Müslümanları
İslam iktidarının kovulması olarak görüp “Ah Endülüs” diye yakaranlar gezilerini eksik gözle gerçekleştirirler. Bilinmelidir ki Endülüs uygarlığı dört kültürün müşterek ürünüdür. Bu coğrafyada yaşayanları tanımlamak için kullanılan, müvelled, mozarab, mudejar, morisko gibi kelimeler halkın yapısı hakkında bilgi verir.
GEZİ REHBERİ
GRANADA ŞEHİR REHBERİ
Bazı şehirler vardır daha görmeden memleketidir insanın. Bazı isimler vardır sanki sizin parçanız hissini verir daha duyar duymaz. Granada, görsün görmesin herkesin şehri… Kiminin dünyasına bir kanstanyet şıkırtısı ile kiminin dünyasına bir Flamenko ezgisiyle ya da gitar nağmesiyle kimininkine ise zil, şal ve gülle girmiştir. Kiminin dünyasına ise filminin burada çekilmesinden olsa gerek Binbirgece Masalları’nın geçtiği Elhamra sarayından görüntüler olarak yerleşmiştir. Granada köşkleri, avluları, havuzlarıyla, yedi renkli tüller altında dans eden rakkaseleriyle bir hayal beldesi olarak yer etmiştir hafızalarda.
- Katedral ve Alcaicerai
- Albaizin Tepesi
- Elhamra Sarayı
Şehrin hâkim iki tepesinden diğeri üzerine kurulu Elhamra Sarayı. Hayal ve gerçeğin iç içe geçtiği özel bir yeri dünyanın… Geçmiş hakkındaki rivayet ve hayallerle yeniden inşa edilmiş neredeyse.
- Adalet Kapısı
- Mexuar Sarayı
- Comares Sarayı (Elçiler Salonu)
- Aslanlı Avlu
- İki Kız Kardeş Salonu
- Lindaraja Salonu
- Generallife (Yazlık Saray)
CORDOBA ŞEHİR REHBERİ
Cordoba’da yürümeye başladığımda böylesine büyük bir abideyi içinde barındıran 9-11. yüzyıl Kurtuba’sını hayal ediyorum. Hani Avrupa’da nüfusu 30.000 kişiyi geçen şehrin olmadığı dönemlerde, “200.000 ev, 600 camisi, 300 hamamı, 80 okulu, 17 yüksek öğretim kurumu, 20 kütüphanesi olan ve bir milyon kişiyi barındıran Kurtuba’yı…
Mezquita
Kapıdan geçip o hurma ağaçları gibi dizilmiş iki katlı ince Kurtuba sütunlarıyla yeniden karşılaşır karşılaşmaz büyülü havanın etkisine girmiştim hemen. İşte beynime daha önce nakşettiğim; bir zamanlar 1013 mermer sütun üzerinde yükselen 10.000 lamba kimine göre 4300 gümüş lamba ile aydınlatılan 20.000 metre karelik kapalı alan önümde duruyordu.
Averroes Üniversitesi ve Mezquita Hamamı
- Çiçekler Sokağı
- Yahudi Mahallesi
- Ziryab ve Avrupa’nın İlk Konservatuarı
- Calahora Kulesi
- Endülüs’ün Şair ve Yazar İki Veziri:İbn Tufeyl, İbn Hazm
- Medinetüz- Zahra: Bir zamanlar Dünyanın En Büyük Saraylarındandı
Harunreşit’in Bağdat’taki sarayı ile yarışan ve bir zamanlar içinde 6.000 kişinin sultan ailesine hizmet ettiği, havuzların ve bahçelerin süslediği, mücevherlerle bezenmiş heykellerin yer aldığı, 4316 sütun üzerinde yükselen 750 kapılı Medinetüz-Zahra’ya gideceğiz. Hani şu içinde Halife 3.Abdurrahman’ın, sadece fihristi 44 cilt tutan 400.000 ciltlik el yazması kitabın bulunduğu, kendi ismiyle anılan kütüphanesinin de yer aldığı; hani şu sarayda yaşayanların günde 37 ton et tükettikleri, havuz ve göllerindeki balıklara günde 12.000 parça ekmek verilen, bir havuzu Konstantinopolis’ten bir diğer havuzu Şam’dan gemilerle getirilen saray…
SEVİLLA GEZİ REHBERİ
Carambalo diye anılan, Fenikelilerin Hispalis, Arapların ise İşbiliyye dedikleri Sevilla, İbn Rüşd’den öğrendiğimize göre o dönemde meşhur bir deyiş varmış: “İşbiliye’de bir bilgin öldüğünde kitapları Kurtuba’ya gönderilir, kitapları orada satılır; Kurtuba’da bir müzisyen öldüğünde müzik aletleri İşbiliye’de (Sevilla) satılır.” Geldiğimiz şehir kitabın şehri, gideceğimiz şehir müziğin şehri…
- Katedral ve Giralda
- Mutemid ve Alkazar
- Sevilla Alkazar’ını, Avrupanın En Yaşlı Sarayını Gezmek
Sevilla 1248 yılında Hıristiyanların eline geçtiğinde, Ulu Cami kiliseye dönüştürülüyor. Bir depremin ardından 150 yıl sonra yeniden yapılıyor Santa Maria Katedrali. Katedralin mimarisinin insanın kendini Tanrı karşısında, dolayısıyla onun yeryüzündeki temsilcisi kilise-hükümdar önünde bir toz zerresi gibi görmesi üzerine kurulduğunu hissediyorum. Her bir kapısı Gotik sanatın, zarafetin güzel örneği olarak süslüyor dev yapıyı.
- Monteria Avlusu
- Doncellas (Kızlar) Avlusu
- Elçiler Salonu
- Bebekler Avlusu
- Şarlken’in Odaları, Cennet Bahçesi
- Alkazar’da Ünlü Buluşma: İbn Haldun- Zalim Pedro
- Maria Luisa Parkı, Plaza Espana, Plaza Amerika
- Santa Cruz Yahudi Mahallesi: Don Juan, Murillo ve Diğerleri
- Endülüs’ün Ruh İkizi İki Hükümdarı: Halife 2. Hakem (Bilge) ve Kastilya Kralı 10. Alfonso (Ȃlim)
- Granadalı Lorca’nın Kanlı Düğün’ünden Aragonlu Carlos Saura’ya
- Katedral’den Altın Kule’ye
- Altın Kule (Torre Del Oro)
RONDA GEZİ REHBERİ
Tanınmışlığı dünyasına girdiği şair ve yazarlara borçlu bu dağ kasabası: Alberti, Bergamin, Borges, Cernuda, Diego, Espinel, Pineda, Lorca, Goytisolo, Rimenez, Rilke, Joyce, Hemingway, Orson Wells ve daha niceleri. Güzelliği, baştan çıkarıcılığıyla sadece nefes kesen bir şehir değil, aynı zamanda “ilham veren” bir belde olduğunu başta Hemingway olmak üzere tüm yazarların, şairlerin rüyalarını süslemesinden de anlıyoruz.
MALAGA ŞEHİR REHBERİ
Malaga tarihte ilk, Cadix’le birlikte Fenike kolonisi olarak çıkıyor karşımıza. Malaga Fenike tanrısı Maleke (Venüs) anlamını taşıyor. Ardından onu bir Kartaca şehri ve nihayet bir Roma şehri olarak görüyoruz.
TOLEDO ŞEHİR REHBERİ
Arapların koyduğu ismiyle o Tuleytula ki, bir zamanlar ekili arazi kanallarla sulanırmış, safran üretimi ile nam salmış bu bölgede yetiştirilen buğday 70 yıl bozulmadan mahzenlerde durabilirmiş; mimarisi, binalarının sağlamlığı, sokaklarının düzeni ile birçok şehre örnek olmuş. O Tuleytula ki, önce Romalıların garnizon şehri sonra Vizigot başkenti olmanın zenginliğini yaşamış sonra savaşmadan Müslümanlara teslim olmuş. İç savaşlarda sayısız ayaklanmanın merkezi olmuş mağdur ve isyankâr şehir unvanını kazanmış…
- Alcantra (El-Kantara) Köprüsü
- Cava Köprüsü
- Bisagra (Bab Şakra) Kapısı
- San Martin Köprüsü
- Zocodover (Sûk ed-Düvvâr) Meydanı
- Endülüs’ün Tuleytula Ulu Camii, Bugünün Toledo Katedrali
- Transito Sinagogu
- Santa Maria la Blanca Sinagogu
- El Greco Evi
- San Juan de Los Reyes Manastırı
- Mezquita Cristo de la Luz (Bâb El-Merdûn Cami)
- Alkazar
MADRİD ŞEHİR REHBERİ
İspanya’nın başkenti Madrid, İber yarımadası Müslüman hâkimiyeti altındayken Emevi emirlerinden Abdurrahman tarafından 860 yılında Mecrit adıyla küçük bir kasaba olarak kuruldu. Madrid adı suyun bol olduğu yer anlamına gelen Arapça mecra isminin çoğulu olan mecrit’ten gelmektedir. Tuleytula’nın kuzeyinde uzanan Guadarrama dağına Hıristiyan saldırılarını sınırdan kesmek için kurulmuş bir kale şehir hüviyetindedir. Bu nedenle kale ve ulu camisiyle daha ziyade Müslüman savaş birliklerinin yaşadığı bir sınır kasabasıdır. 1083 yılına geldiğimizde ise Hıristiyanların eline geçen ilk kasabadır. Cesur (6.) Alfonso Mecrit Ulu Camisi yerine bir kilise kurmuştur.
- Mecrit Ulucamisi ve Şehir Surları
- Engizisyon Döneminde Madrid
- Kraliçe Sofia Müzesi
ENDÜLÜS GEZİ REHBERİ
Daha fazla bilgi için, Belçika’yı Farklı Gezmek e-kitabını temin edebilir veya bir kısmını okuyabilirsiniz.
KİTAP ÖNSÖZÜNÜ VE BİR BÖLÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN:
FİZİKİ BASKILI KİTABI AŞAĞIDAKİ E-TİCARET SİTELERİNDEN VE TÜM KİTABEVLERİNDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ.
e-kitabı Aşağıdaki Yerlerden Temin Edebilirsiniz, Bir Bölümünü Ücretsiz Okuyabilirsiniz
GOOGLE PLAY
KOBO: